18 Eylül 2012 Salı

GEY YORK CITY - BOLUM II

New York maceralarıma kaldığı yerden tüm hızıyla devam ediyorum.
 
Cumartesi akşamı ayrıca arkadaşım Esra’nın ev arkadaşının doğum günü partisine, Hunk-o-Mania Striptiz Kulübüne davetliydik. Burası genelde bayanlar tarafından tercih edilen, erkeklerin bolca soyunduğu bir kulüp. Steroid yüklemesi yapmış, gey dergilerindeki gibi vücutlara sahip dansçıları görmek ve “Lap Dance – Dizüstü Dansı” tecrübesi yaşamak için ideal. Giriş 35$’dan başlıyor, VIP kısmı ise 100$. Yanınızda bolca 1$ götürmenizi tavsiye ederim. Biletinize göre size ayrılan koltuğa oturtuluyorsunuz, program başlayınca bir uçta yer alan sahnede, belirli bir müzik ve koreografi eşliğinde “Go go” dansçılar hünerlerini sergiliyor. Sahnede şov devam ederken diğer dansçılar ise kalabalığın arasına karışıp yanınıza gelerek size sadece bir karış mesafeden kıvrak danslarına başlıyorlar, bu noktada 1$’lar devreye giriyor. Dans eden kişiye 2-3 dakika arayla 1$ taktığınız sürece size özel ufak bir şov izleyebilirsiniz. Bir sonraki seviyeye “Lap Dans” deniyor. İsterseniz, bu sefer sizin dizlerinizin üzerinde, daha erotik bir performans için dansçıya 10-20$ vererek ortamın tadını çıkarıyorsunuz, bu şovu sona erdirmek de size kalmış. Tabi dansçıların bu esnada yarı çıplak olduğunu hatırlatmamda fayda var.

Bir üst seviye şova ise “Hot Seat – Sıcak Koltuk” deniyor. Herkesten biraz daha uzak, özel bir köşede size ayrılan koltuğa oturmak 20$, sonrasında istediğiniz dansçı bu sefer size erotik (sevişmeye yakın) şovunu üzerinde sadece iç çamaşırıyla sunuyor. Sıcak koltukta oturduğunuz sürece dansçının kendisine de ara ara 10$ veriyor ve şovunu gene istediğiniz zaman bitiriyorsunuz. Bence New York’a gidip de böyle bir şova dâhil olmamak büyük kayıp olur. Bayan arkadaşlara özellikle tavsiye ederim. Kabare sadece Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri, akşam 9’dan sonra açıktır. 302 West 39th Street, Manhattan. www.hunk-o-mania.com
Bir de size Fire Island’dan (Ateş Adası) bahsetmek istiyorum. Long Island’ın Güney ucuna yapışık, sadece geylere ayrılmış bir bölüm düşünün. Aslında LGBT/Heteroseksüel gibi bir ayrım tabi ki yok ama zamanla bu adanın müşteri profili doğrultusunda gey adası olarak anılmaya başlanmış. New York’ta yaşayan kalburüstü geylerin yazlıklarının bulunduğu, özellikle yaz aylarında turistlerle hınca hınç dolu, deniz kenarında bir eğlence merkezi düşünün. Sörften balık tutmaya, plajlarda sere serpe güneşlenmeden barlarda eğlenmeye kadar geniş yelpazede, hoşça vakit geçireceğiniz önemli bir merkez. Ulaşım, New York’tan 2,5 saat sürdüğü için günü birlik seçenekleri değerlendirmek yerine en az bir gece adada konaklamanızı tavsiye ederim.

Her hafta sonu Fire Island genelinde farklı temalarda güzel etkinlikler düzenleniyor. Ulaşım seçenekleri, konaklama ve detaylı bilgi için: www.fireisland.com ve www.fireisland.org
Maalesef bir haftalık New York gezimde aynı zamanda ailemle de olduğum için ancak 3 günümü gey mekânlara ayırabildim. Ek olarak size, bir sonraki ziyaretimde “Görülecekler Listemde” üst sıralarda yer alacak birkaç yerden daha bahsetmek istiyorum. Belki siz benden önce gezersiniz.

Hell’s Kitchen: Geyler arasında en popüler restoran. Diğer yandan FOX TV’de gene aynı isimde yayınlanan, tek jürinin restoranın kurucusu, sivri dilli meşhur İngiliz şef Gordon Ramsay olduğu, bu popülaritesi dolayısıyla menüsü nispeten pahalı bir mekân. Ama Amerika’da yemek esnasında içki istemediğiniz sürece (sadece su isteyebilirsiniz) fiyatlar öyle fazla gelmiyor. En azından gidip bir aperatif alarak ambiyans izlenebilir. 679 9th Avenue, Manhattan. www.hkhellskitchen.com
Boots & Saddle: Burası özellikle Amerika’da “Country” tabir edilen, kovboy kıyafetli (Çizmeler, dar kotlar, şapkalar vs.) “Brokeback Mountain” filmindeki tarz geylerin tercih ettiği bir bar. Bu tür barlarda ortada elektronik bir boğa bulunur ve üzerinde uzun süre kalma hünerlerini sergileyen maço geyler eski Batı ruhunu günümüz New York’unda yaşatmaya devam ederler. 76 Christopher Street, Manhattan. www.bootsandsaddlesnyc.com

Rawhide: Deri fetişlerinin sıklıkla gittiği ünlü bir “Go go” kulüp. Şahsım adına enteresan bir deneyim olacağına inanıyorum. Artık kısmet. 212 8th Avenue, Manhattan. www.rawhide-nyc.com
Gene bir bilgi notu gireceğim. Striptiz kulüplerdeki dansçılara, dolayısıyla mekânın kendisine de halk arasında “Go go” denmesinin sebebi şov yapan erkek/kız olsun, soyunma esnasında hiç aceleci davranmaması ve bu esnada sabırsızlanan izleyicilerin hep bir ağızdan “Go, go, go, go”, diyerek tempo tutmalarıdır. Aynı bizde askerdeyken “Aç, aç”, larda olduğu gibi. Enteresan değil mi?

Tabi New York böyle iki gezmeyle bitmiyor. Lezbiyen barları, ayılara özel mekânları, gey saunaları, şık spor salonları, video dükkânları, park ve gezi alanları, gey tanışma kulüpleriyle (www.themenevent.com) New York size bu konuda derli toplu, çok seçenekli ve her tarza yakışır bir atmosfer sunuyor. Uğradığınız ilk gey dostu restoran veya bardan New York’un gey hayatını ve haftalık/aylık aktiviteleri içeren ücretsiz broşürlerden almanız mümkün. Bunlardan tavsiye edebileceklerim FunMaps (hem de haritalı), www.funmaps.com, Get Out! Magazine, www.getoutmag.com ve Next Magazine.
Yazımın son kısmında ise sizlere New York tatilinizde işinize yarayabilecek bazı yararlı bilgiler ve şehir kurallarını aktararak toparlamak istiyorum.

·        New York’ta suç oranı özellikle son 10 senedir oldukça azalmış durumda ama gene de pasaportunuzu yanınızda taşımayın, üzerinde doğum tarihinizin yazılı olduğu resimli bir kimlik (ehliyet vs.) işinizi kolayca görecektir. Çok fazla nakit yerine seyahat çeki tercih edin; her bankada kolayca bozdurabilirsiniz. YTL kredi kartınız da ufak bir masraf karşılığında gene her yerde geçerlidir.

·        Bolca 1$’lık banknot taşımanızı öneririm. Bildiğiniz üzere “Tipping is not a city in China”, sözünde olduğu gibi bahşiş vermek New York’ta bir kültürdür. Özellikle taksiye bindiğinizde (taksimetrenin 10%’u), restoranlarda (hesabın 20%’si), barlarda (içki başına 1-2$), kuaförlerde (10%) gibi belirli oranlarda sıklıkla bahşiş vereceksiniz. Vermediğiniz veya az verdiğiniz durumlarda asık bir surat ve yüzünüze vurulan can sıkıcı bir lafla karşılaşabilirsiniz. Umursamak veya duymazdan gelmek size kalmış.

·        Eğer sigara içiyorsanız sokakta sizden sigara isteyen gayet normal tavırlı New Yorklularla karşılaşabilirsiniz. Aslında istedikleri sizden bir sigara satın almaktır. 1$ karşılığında sigara verebilirsiniz. Sebebi ise bu kişilerin genelde arada bir sigara içmeleri ve New York’ta sigaranın paketinin 12-14$ arasında satılıyor olmasıdır. Bu yüzden yanınızda içeceğiniz kadar sigaranızı da getirmenizi tavsiye ederim.

·       New York’da “Metro” sistemi çok gelişmiştir, herhangi bir istasyondan metro haritası ve MetroCard alabilirsiniz. MetroCard’ınızı nakit veya kredi kartı ile bir miktar (20-40$) yüklerseniz iyi olur çünkü bu kart ile aynı zamanda otobüslerle de seyahat edebilirsiniz. Ben otobüs hattını biraz karışık bulduğum için genelde metroyu tercih ediyorum. Ayrıca metrolar 24 saat çalışır.

·        Manhattan içinde taksileri “Peek hours – Yoğun saatler” (Sabah 7:30-9:00, öğlen 11:30-13:00, akşamüstü 17:00-18:30) haricinde rahatlıkla kullanabilirsiniz. Öyle çok pahalı değildir. Yoğun saatlerde ise taksiden çok metroyu tercih edin. İnanın gitmek istediğiniz yere daha hızlı ulaşırsınız. Araba kiralamanızı ise pek tavsiye etmem, hem park yeri bulması zor ve pahalı hem de trafik yoğunluğundan bunalırsınız.

·       Central Park çevresinde faytonlar haricinde bir de “Pedicab”lar bulunmaktadır. Bunlar Bangkok’ta olduğu gibi yolcu taşıyan sürücüsü özel bisikletlerdir. Eğlenceli bir gezi hedefleyen turistlerin ilk tercihidir. Pazarlık yapın, 10 cadde (block) gitmek için 20$ kâfidir. Sürücüler arasında Türklere denk gelirseniz biraz sohbet etme fırsatını da yakalamış olursunuz.

·    Bir de biz biraz sinirli, her şeyi sorgulayan ve tartışan, yüksek sesle konuşmayı seven toplumuzdur. İnsanlarla dozunda tartışabilirsiniz ama metroda olsun, markette, sokakta, parkta, barda veya kulüpte olsun, hiçbir zaman ve hiçbir yerde kimseyle kavgaya tutuşmayın. Özellikle fiziksel temas, kişinin kolundan sıkıca sarsmak, bu itmek bile olsa beraberinde başınızı sonradan oldukça ağrıtacak sonuçlar doğuracaktır. Kendinizi tehlikede hissettiğiniz durumlarda önce bulunduğunuz yeri terk etmeniz, beceremiyorsanız hemen “911”i aramanız gerekir. Kural aslında çok basittir; suçsuz da olsanız, size saldırılmadığı sürece (kişisel savunma hariç), ailenizden bile olsa birine tehditkâr fiziksel temas suçtur. Aman diyorum, güzel tatiliniz bir anda mini bir kâbusa dönüşmesin.
Evet, aslında daha yazacak o kadar çok şey var ki bir yerlerde noktalamam gerektiğini düşünüyorum. Bu geziye çıkmadan önce gerçi ön hazırlık yapmıştım ama New York’ta yaşayan grafik tasarımcı arkadaşım Esra’nın bana tüm Cuma akşamını ve Cumartesisini ayırması ayrı bir sürpriz oldu. Esra, aynı zamanda ikinci romanımın ilk elden editörü konumunda, kendisiyle yaşadığım diyaloglardan bir bölümünü kitabımda okurlarımla zevkle paylaşacağım.

Amerika’dan gönül dolusu sevgiler,
Can Çavuşoğlu
www.cancavusoglu.info

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder