9 Ekim 2012 Salı

İHANETİN KISA TARİHÇESİ

Siz hiç ihanete uğradınız mı?

Peki, ne hissettiniz?
Hepimiz hayatımızda en az bir kere ihanete uğramışızdır. Bu ihanet bize sevdiğimiz kişiden, eşimizden veya bir aile bireyinden hatta çocukluk, okul, iş arkadaşımızdan, belki de masum yan komşudan gelmiştir. Hainlik adeta bize insanlığın bir armağanı gibidir. Çünkü genlerimize işlemiştir. Yaşanılan ihanetin en önemli sebeplerinden biri ise hiç kuşkusuz kıskançlıktır. Diğer sebepler arsında güç, ihtiras, para ve üne kavuşmayı sayabiliriz.

Tarihin bize öğrettiği kimseye güvenmemektir. Ama bu duyguyla yaşamayı genelde beceremeyiz. Bir seçim yapmamız gerekir; ya insanlara güveneceğiz ve ihanete uğrayacağız ya da ihanete uğrama korkusuyla bir ömür geçireceğiz. Her iki şekilde de hayat devam eder. Ama ihanet çoğu zaman bizi öldürmese de ihanete uğrama korkusu, işte o süründürecektir.
Aşağıda yer alan, tarihteki gelmiş geçmiş en ünlü hainleri okuduğunuzda belki kendi uğradığınız ihanetleri ve size yaşattığı duyguları bir kez daha düşünürsünüz.

Yehuda (Judas Iscariot)
İsa’ya 30 gümüş karşılığında ihanet eden 12 Havarisinden biridir. O günlerde İsa, gerçek kimliğini saklayarak Romalılardan korunmaya çalışmaktadır. Yehuda’nın yapmış olduğu anlaşmaya göre kalabalık içerisinde İsa’yı öperek kim olduğunu deşifre eder. Bu öpücük günümüzde “Judas Kiss - Yehuda Öpücüğü” olarak anılır ve adeta tüm ihanetlerin atasını simgeler. Sonucunda İsa çarmığa gerilerek idam edilir, Yehuda ise kısa süre sonra yaşadığı vicdan azabından ölür.

Brütüs (Marcus Brutus)
Roma İmparatoru Julius Sezar’ın yeğenidir. Sezar, diktatörlüğü süresince ülke dışından olduğu kadar ülke içinden de pek çok düşman edinmiştir. Brütüs, o gün Roma Senatosunda Sezar’ı öldüren senatörlerin arasında yer alır ve Sezar’ın ölmeden önce kendisine söylediği son sözleriyle tarihe geçer;

“Et tu, Brutus?”, “Sen de mi Brütüs?”.
Dona Marina (La Malinche)

Aztek bir ailede doğan Marina, Maya diyalektini öğrendikten sonra bir köle olarak satılmış ve yeni sahiplerinden İspanyolca’yı da öğrenmiştir. Aztek İmparatorluğunun 1521’de yıkılmasında ve Orta/Güney Amerika’nın İspanyollaşmasında, Hernan Cortes’e tercüman ve bir sevgili olarak, önemli rol oynamıştır. Cortes’den ayrıca bir erkek çocuğu olmuştur. Meksika’da günümüzde “Malinchista” kelimesi hala “Hain” anlamında kullanılmaktadır.
Sadrazam Davut Paşa

Osmanlı Padişahlarından İkinci Osman’ın (Genç Osman) öldürülme emrini veren sadrazamdır. 1622’de İkinci Osman, Kapıkulu Ocaklarını kaldırarak Anadolu, Suriye ve Mısır Türklerinden oluşan ve sadece askerlikle uğraşan yeni bir ordu yapılandırmak istiyordu. Buna karşı ayaklanan Yeniçeri ve Sipahilerin baskılarıyla önce tahttan indirildi, daha sonra da Yedikule zindanlarında boğulmak suretiyle öldürüldü.

Benedict Arnold
1741 tarihinde Connecticut, ABD’de doğmuştur. Amerika’nın bağımsızlık savaşında ülkenin kahramanı olarak nitelendirilen bir generaldir. Komutası altındaki West Point Kalesinin (günümüzde New York şehri) İngilizler tarafından gizlice ele geçirilmesini için 20.000 pound karşılığında anlaşmış ama planı başarısız olunca İngiltere’ye kaçmıştır. Kendi ülkesine olan ihaneti İngilizler tarafından da iyi karşılanmamış ve sonucunda fakirlik içerisinde, Kanada’da ölmüştür.

Mir Jafar (Mir Muhammed Jafar Ali Khan Bahadaur)
1757’de İngilizlere karşı Plassay Savaşında Siraj-ud-Daula’nın ordusunda görevliyken saf değiştirerek beraberindekilerle İngilizlerin yanında yer almış ve Hindistan’ın 200 yıl sürecek esaretinde önemli rol oynamıştır. Kendisine daha sonra Bengal Krallığı verilmiştir.

Vidkun Quisling
Norveçli general ve politikacıdır. 1933 yılında Halkın Birliği Partisini kurmuştur. Hitler Almanya’sının Norveç’i işgali sırasında ülkenin bütün askeri bilgileri sızdırmış ve sonrasında yeni kurulan sözde hükümetin Başbakanı olarak atanmıştır. Norveç’in bağımsızlığa kavuşmasından sonra yakalanıp 1945’de idam edilmiştir.

Wang Jingwei (Wang Zhaoming)
Çin tarihindeki en büyük hainlerden biridir. Japonya’da eğitim görmüştür. Japonya’nın 1937’de Nanjing şehrini işgalinde önemli bilgileri paylaşarak binlerce Çinlinin katledilmesinde rol oynamıştır. Japonya’nın himayesinde Nanjing’de kurulan kukla hükümetin Başbakanı olarak görev yapmıştır. Nanjing’in Japon istilasından kurtuluşundan önce ölmüştür.

Harold Cole (Paul Cole)
İkinci Dünya Savaşının sonuna kadar İngiliz Gizli Servisinde çalışmasına rağmen esir düştükten sonra Fransız direniş gruplarının kaçış yollarını Almanlara vererek pek çok Fransız’ın ölümüne sebep olmuştur. Savaşın bitmesinin ardından yakalanması için büyük bir insan avı başlatılmış, 1946’da Fransa’da bir barın alt katında saklanırken vurularak öldürülmüştür. İngiliz yakın tarihinin en önemli hainidir.

Ve İnsan
Dünya tarihine bir bütün olarak baktığımızda insanoğlunun kendisine ve doğaya yaptığı ihanetlerin sonu hiç gelmeyecek gibidir. Mark Twain’in “köpeğinizi ne kadar aç bırakırsanız bırakın elinizi asla ısırmaz”, sözünde olduğu gibi açgözlülük ve hırs, özellikle ihanet kavramı göz önünde bulundurulduğunda insanı maalesef bir hayvandan bile düşük konuma getirmektedir. Günümüz dünyası kendi çıkarları için herşeyi göze almış, yoz ve ahlaksız insanlarla doludur. Bundan dolayıdır ki her yozlaşmış birey, içinde yaşadığı topluma olduğu kadar insanlığın bütününe karşı da büyük bir ihanet içerisindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder