8 Temmuz 2013 Pazartesi

SİLİVRİ CEZAEVİNE MEKTUBUM VAR

muhlis01Sevgili Muhlis,

Şaşırdın değil mi?

Aklıma ‘peçeteye mektup yazma’ fikri nasıl geldi dersen, hemen anlatayım. Çin’de bir gün parkta yere oturmuş yaşlı bir adam gördüm. Önünde bir çanak içerisinde su ve elindeki resim fırçasını suya batırıp yere bir şeyler yazıyor ama daha ikinci satıra geçmeden betona suyla yazdığı karakterler buharlaşıp kayboluyordu. Hayatımda ilk defa böyle bir şey görmüş, haliyle çok şaşırmıştım. Adamı ilgiyle bir süre öylece izlediğimi hatırlıyorum, ikinci satırı yazmaya başlarken birinci satır kendiliğinden kayboluyor, böylece ikinci satır sanki birinci satırın yerini alıyordu.

Oradakilere sorduğumda adamın ünlü bir halk şairi olduğunu, aşk şiirleri yazdığını ve sadece o anda orada duran canlı şahitlerin yazdıklarını okuyabileceğini öğrendim. Bu dizeler yaşlı adamın kendi şiirlerine ait olduğu için başka yerde yazılı kopyaları da bulunmuyormuş. Yani; şiirin orijinal hali, mükemmel sözler ve yıllarca tatlanmış aşk hikayeleri havaya oracıkta karışıp kayboluyordu.
Sanatın güzelliğini, şairin ve izleyenlerin gittiği o enfes kafaları bir düşünsene...

Hani bir önceki mektubunda bana bazı şiirler yazmıştın ya, aklıma bir an için Çin’deki yaşlı adam geldi. Ve kendi kendime dedim ki ‘ben de Muhlis’e çok farklı bir mektup yazacağım.’ Ve bu peçete fikri çıkıverdi.

Neden dersen; mektubumu öyle narin ve ince bir kağıda yazıyorum ki her an yırtılabilir. Becerdim ve postaladım diyelim, yolculuk esnasında kaybolabilir. Kaybolmadı ve Silivri’ye ulaştı diyelim, mektubu kontrol amaçlı senden önce okuyan infaz koruma memurunun ellerinde parçalanabilir. Herhalde şimdi kendisi de bu satırlarımı okurken gülümsüyordur. Ya da ne bileyim, benden önce başkaları da peçeteye mektup yazmayı denemiştir. Pek orijinal bir fikir olmayabilir ama en azından anlamlı be dostum.

Starbucks Peçetesi 2. Sayfa

Devam edelim...

Bir de tabi öyle boş bir peçete değil bu! Starbucks birader. Yani Amerika. Çaktın mı?
Her sabah dükkana geldiğimde bir bardak alıyorum, 1.97$ yani yaklaşık 4YTL aması var. İçtikten sonra bardağını saklar fişinle geri götürürsen ikincisi bedava. Böylece kahve 2YTL’ye geliyor. Ben de ikinci kahvemi akşamüzeri 5 gibi içiyorum.

Sizin orada çay, kahve kaç para? Yoksa kantinden 3’i bir arada alıp su ısıtıcısında mı hallediyorsunuz? Çiçek büyütmeye izin var mı? El işi, resim türü kurslar oluyor mu? Biraz bunları anlatsana...

Bir tam günün nasıl geçiyor? Sabah sayım kaçta? Kahvaltı nasıl? Öğle/akşam yemekleri karavana mı? Bulaşıklar, ya çamaşırlar? Askerliğe benzeyen yönleri neler? Önce bir kafamda hayal etmek istiyorum. Her şeyi ama her şeyi anlat bana. Samimi olduğun arkadaşlarından bahset mesela. Karakterleri nasıl? Nelere sevinip nelere kızıyorlar? Hayat hikayeleri çok mu farklı?

Sonra mesela okey, iskambil falan oynuyor musunuz? Televizyon olayı? Ya radyo ve gazete? Kitap okuduğunu mektubundan biliyorum. Kütüphane nasıl? Benim kitabım orada yoktur, sana yollasam izin verirler mi? Hem okuduktan sonra sen de kütüphaneye hediye edersin. Bir öğrenip haber verir misin? Belki bu sayede hayranlarım artar :-)
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Seni çok özledim be Muhlis, hem de çok!..
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Sessizlik
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Sensizlik
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Starbucks Peçetesi 3. Sayfa

Fazla duygusala bağlamamak lazım. Çünkü ben burada sana üzülürken eminim sen orada kat be kat üzüleceksin. Ne senin, ne de benim işimize gelmez bu.

Konuyu değiştiriyorum...

Türkiye’de son bir aydır kötü şeyler oluyor. Haberin vardır. Millet isyanda, sokaklarda, millet tek yürek. Protestolar, polisin müdahaleleri, ölenler, tek gözü kalanlar, yaralananlar ve tutuklananlar. Bir cadı avıdır gidiyor. Ülkenin gidişatı hiç iyi değil. Sonra bir de ‘barış süreci’ var, güya PKK çekiliyormuş. Şırnak’ta kimlik kontrolü yapıyorlar, şantiyeleri basıyorlar, insanları kaçırıyorlar. Hepsi yalan, dolan yani. Daha da kötüleşmesinden korkuyorum.

Diğer yandan burada, Amerika’da rahatım yerinde. Bazen de böyle düşündüğüm için kendime kızıyor, doğrusunu söylemek gerekirse utanıyorum. Sonra diğer yanım diyor ki; ‘koy gitsin, tam zamanında kapağı attın, rahat bir tarafına mı battı?’

Rahat bir tarafıma mı battı Muhlis?
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Ayrılık zamanı geldi. Mektubum oldu ya acayipliğinden ve narinliğinden eline ulaşmadı, yolda buharlaştı, belki yırtıldı, başkalarının elinde paralandı, buruşturulup bir kenara atıldı, ben de ünlü bir halk şairi değilim zaten. Ama en azından köşe yazılarımın yayınlandığı haber portalına kopyasını aynen koyacağım. Sen özgür kalınca okursun diye...

Kendine çok dikkat et, oldu mu? Terli terli soğuk sular içmiyoruz. Kafayı da üşütmüyoruz.

Gözlerinden hasretle öperim.

Sevgi, barış, kardeşlik, dürüstlük, adalet ve insan gibi yaşamak adına.

Hızır eli ile...

28 Haziran 2013 - Florida, U.S.A

Hikayenin başı için: Silivri Cezaevinden Metrosfer yazırına mektup var!

1 yorum:

  1. Kisisel is baslatmak için bir kredi gerekiyor ?.
    faturanizi ödemek için bir kredi gerekiyor mu?

    Simdi kredi.teklif@gmail.com bize hemen kredi transferi ile devam etkinlestirmek için: Eger ilgileniyorsaniz lütfen bu e-postayi basvurun. Ayrica bu e-postaya burada bize ulasabilirsiniz: (finance_institute2015@outlook.com) Eger ilgileniyorsaniz dolgu ve bu bilgileri dönerseniz biz,% 2 faizle kredi veriyor.

    YanıtlaSil