19 Aralık 2012 Çarşamba

KANLI OKUL SALDIRISININ PERDE ARKASI

Amerika, Başkan Obama dâhil, acımasızca katledilen çocuk kurbanlarına ağlıyor. Connecticut Eyaleti Newton kentinde Sandy Hook İlkokuluna düzenlenen silahlı saldırı sonucu 20’si çocuk 28 kişi hayatını kaybetti. Bu yazımda, televizyonlarda seyrettiğiniz iç burkan görüntülerin ve gazetelerde yayınlanan üzücü resimlerin tekrarına girmektense, benzer olayların gerisinde yatan, kendileri de birer çocuk olan saldırganların, gözlerini kırpmadan sınıf arkadaşlarını ve öğretmenlerini öldürmeye götüren psikolojilerine, buna yol açan asıl faktörlere değinmek istiyorum.

Öncelikle yapmış olduğum araştırmalar gösteriyor ki okullara yönelik saldırılar, Amerika dâhil daha pek çok ülkede benzer özellikler göstermekte.

Okul saldırılarının tarihçesi
- ABD: 91 saldırı ve 259 ölüm. İlki 1966 yılında gerçekleştirilen saldırıların sadece 13’ü ölümle sonuçlanmamış.
- Avrupa: 16 saldırı ve 91 ölüm. 3 saldırıda ölen yok. Okullara yönelik ilk saldırı 1913 yılında kaydedilmiş.
- Kanada: 9 saldırı ve 26 ölüm. Sadece bir saldırıda ölen olmamış. İlk saldırı 1902.
- Güney Amerika, Asya, Avustralya: 8 saldırı ve 29 ölüm. Bütün saldırılarda en az bir ölüm gerçekleşmiş. İlk kaydedilen saldırı; 1997.

Saldırganların ortak özellikleri; 14-20 yaş arası erkekler, aile içi yaşanan sorunlar ve reddedilme, ileri düzeyde psikolojik bozukluklar, uyuşturucu ve diğer tehlikeli ilaçların farklı amaçla kullanılması, okulda zorbalığa uğramak ve dışlanma, düşük ders notları ve sınıf kaybı, ani öfke nöbetleri.

Neden okullara saldırıyorlar? Alfred Universitesi tarafından kendi öğrencileri arasında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre saldırıların sebeplerinin aşağıdaki gibi olabileceği değerlendirilmiş.

1. Kendilerine zarar veren kişilerden intikam almak (87%)
2. Diğer öğrencilerin uyguladığı zorbalıklar (86%)
3. Yaşama değer vermemeleri (62%)
4. Evlerinde maruz kaldıkları şiddet (61%)
5. Psikolojik bozukluklar (56%)
6. Rahatça silah bulabilmeleri (56%)
7. Aileyle geçimsizlik (55%)
8. Evlerinde şiddete şahit olmaları (54%)
9. İçki ve uyuşturucu madde kullanımı (52%)
10. Arkadaşlarının olmaması (49%)

11. Televizyonda, filmlerde ve video oyunlarındaki şiddet (37%)
12. Yaşadıkları mahallenin tehlikeli olması (34%)
13. Başkalarının yönlendirmesi (28%)
14. Öğretmenlerin umursamazlığı (26%)
15. Kendi güvenliklerinden korkmaları (20%)
16. Sadece canları sıkıldığı için (18%)


Ulusal Suç Analizleri Merkezi’nin (National Center of the Analysis of Violent Crime) gerçekleştirdiği “Okullarda Suç” araştırmasına göre ise toplumun bu konudaki kimi düşüncelerinin hatalı olduğunun altı çiziliyor. Okullara yönelik saldırıların genel bir salgın olmadığını, bütün saldırganların ortak özellikleri taşımadığını, hepsinin dışlanmış kişilerden oluşmadığını ve sebebin her zaman intikam olmadığını ama en önemli sorunun, suçluların silahlara kolay erişimi olduğunu belirtiyorlar.

Ayrıca araştırmada sadece bir sebebe bağlı kalmaksızın saldırganın hem aile, hem okul hem de sosyal çevresinde yaşanan olayların ortak etkilerinin şiddet eylemlerine yol açtığını tespit etmişler. Bu tür eylemlere eğilimi olan bireylerin ortak bileşenlerini dört noktada özetlemişler.

Kişisel karakter ve davranış özellikleri Kolay hiddetlenmek, öfke kontrol sorunu, arkadaşlarıyla uyum problemi, günlük yaşanan olağan sorunlarla mücadelede yetersizlik, duygusal ilişkilerin getirdiği ayrılıklar, adaletsizliğe uğrama duygusu, depresyon belirtileri, narsist kişilik, dışlanmak, başkalarını dışlamak, devamlı özel ilgi beklemek, diğerlerine üstünlük duygusu, sıklıkla başkalarını suçlamak, özgüven eksikliği, hoşgörüsüzlük, biçimsiz ve uygunsuz şakalar yapmak, başkalarını kontrol etmeye çalışmak, güvensizlik, kapalı bir sosyal grupta yaşamak, davranışlarda ani değişimler, katı kararlar vermek, şiddete olan eğilim, çevresini tehdit etmek.

Aile yapısı
Çalkantılı çocuk-ebeveyn ilişkisi, patolojik davranış eksikliği, silahlara kolay erişim, samimiyet eksikliği, aile içinde ya çok tutucu ya da aksine aşırı serbest kurallara maruz kalmak, televizyonun ve internetin takip edilememesi.

Okul yapısı
Okuldan kopuk bir görünüş çizmek, uygun olmayan davranışlara gösterilen müsamaha, disiplin kurallarının yetersiz kalması, okul içerisinde öğrencilerin (örneğin notu daha iyi olanların) kayırılması, öğrencilerin kendi aralarında sessiz kod uygulaması, internete kontrolsüz erişim, okulun genel güvenlik zafiyeti.

Sosyal yapı
Medya ve teknoloji, arkadaş grupları, alkol ve uyuşturucu, okul dışı ilgi alanları, kopya etkisi (başkalarını örnek almak).

Bu tür eylemler ve doğurduğu üzücü sonuçlarla ilgili yapılmış yüzlerce araştırma, yazılmış makale mevcut. Hepsinin ortak amacı benzer eylemlerin ileride tekrarlanmasına engel olmak ve mümkünse doğru tanı yöntemleriyle risk oranını en aza indirmek.

Türkiye’deki tablo
Türkiye’ye bakacak olursak, ortada işlenmiş bu boyutta bir katliam olmasa da karnesindeki kırıklar yüzünden ya da sevgilisinden ayrıldığı için dershane terasından atlayarak intihar eden öğrenciler olduğu gibi lise önlerinde birbirlerine taşlı sopalı saldıran çetelerin varlığı da yok sayılamaz. Her gün haberlerini şaşkınlıkla okuyoruz. Üniversitelerimizde yaşanan ideolojik şiddette, futbol takımı taraftarları arasında geçen anlam veremediğimiz nefret ve kinin gerisinde de benzer motivasyonların izlerini görmek mümkün.

Bizim tek farkımız sanırım silaha kolay ulaşmada önümüze konan engeller ki aksi nasıl olurdu? Düşünmek bile istemiyorum.

Son olarak da ebeveynlerden tutun da okul yetkililerine, öğrencinin yakın arkadaşlarından servis şoförlerine kadar yukarıda sıraladığım ortak belirtiler ve sosyal koşullar göz önüne alınarak bizim de gençlerimize artık daha duyarlı ve bilgili yaklaşmamız gerekiyor. Farklı ülkelerde yaşanan üzücü olayları sadece televizyonda seyretmek yerine benzerlerinin farklı ölçekte de olsa ülkemizde yaşandığını görerek önüne geçmek adına üzerimize düşen görevleri yapmalıyız.

Gençlerimiz, hem bizim geleceğimiz hem de dünyaya yön verebilecek birer cevherdir.

www.cancavusoglu.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder