30 Kasım 2012 Cuma

TWİTTER ÜNLÜLERİNİN TWİTLERİNİN ARDINDAKİ RUH HALİ

Twitter’im benim, biricik sevgilim,
Söyle senden başka kimim var benim?

Aramızdaki o derin, samimi ve içten bağı düşünüyorum da, ne zaman eklemişim? Bu kimdir? İnan, umurumda değil. Yazılanlara şöyle bir göz atar, bilirsin, genelde okumadan geçerim. Ama en çok da canım sıkıldığında yanımdasın. Her satırında gizli kalmış hayallerim gün yüzüne çıkar. Aslında bunu bir beyin meditasyonu olarak düşünebilirsin. Ulaşmak istediğim yer ise; yalın, kütlesiz, kokusuz, sessiz bir hiçlik alanı. Şimdi, izin verirsen, hiçliğimin kapı aralığından ekranıma sızan LED ışığı eşliğinde seni bazı özel misafirlerimle tanıştırmak istiyorum. (Yani okuyucuyla)
erol köse @drerolkose
Bombayi patlatıyorum !!
Karmaşık ve rahatsız kişiliğini abartılı eylemlere dönüştürme başarısı göstererek bundan nemalanan nadir şahsiyet. Yeter ki tanınmış olsun, şarkıcı, sosyete, önüne kim gelirse kirli çamaşırlarını elleriyle çitiliyor. Aslında yaptığı sadece ayıpları ifşa etmek değil; böylece onları yıkıyor, temizliyor, güzelce katlıyor ve kaldırıyor. Bu yönünden dolayı kendisine medyanın sadık bir hizmetçisi diyebilirsin. Evindeyken ise yüzüne sakız gibi yapışan paranoyaları arasında ilaçlarını yutup boş duvarlara bakıyor. İşte, bu da onun gerçek hiçliği. Nihat, benden daha popüler. Cicişler, ara sıra alttan parmaklıyor. Mide bulantıları üzerine kurulu imajım sallantıda. Yarın öğle arasında kesin birinden dayak yiyeceğim, hissediyorum. Acaba koruma tutsam mı? Kaç tane? Hiçliğinin bombaları, bulanık midesinde her gün böyle “güm güm” patlıyor.

Nihat Doğan @NihatDogan_ND
2 şey var ama hangisi bilemiyorum :)))
Bu Nihat’ın kafasına bir türlü gidemiyorum, inan çok zor. Hadi bir kez daha deneyelim. Nihat, evinin salonundaki koltuğa kurulmuş panpalarından gelen eski twit’leri okumakta çünkü son 10 gündür saçma sapan bir kelam etmediği üzere ilginin Erol Köse’ye kaydığından endişeli. “Leyn, Teknik Direktör bile olduk, millete yaranamadık”. Bir ara eliyle parmak aralarını karıştırıp burnuna götürüyor, ondaki ilhamın asıl kaynağı işte bu şarabımsı-sirkemsi, kesif ayak kokusu. Yüzünde oluşan gülümsemeyle anlamsız bir aforizma eşliğinde hayranlarına sesleniyor. İki bilinmez ve bir hiçlik ve dört kişilik arasında kalmış ben kimim? Bilemiyorum. Bilemiyorsun. Bilemiyorlar. Bilin leeeeeyn? Hadi kodum…

alp aslan @herolion84
nargile mi içsek acaba?
Alp’i tanımıyorum ama bu twit’inden aslında en az benim kadar canının sıkkın olduğu aşikâr. Kalabalık bir kafede köşeye sıkışmış, tek başına etrafı kesmekte. Yarım saatte bir çay istemeyince kovulacağını adı gibi biliyor. Devamlı cep telefonunu, saatini kontrol ederek yan masalara sanki birini bekliyormuş sinyali çakmakta ama ben kül yutmam. Sen yalnız bir adamsın Alp. O da ne? Sanki beni duydu, Alp yavaşça kalkıyor ve şu diğer uçta oturan tavlaya dalmış iki kafadarın yanına yaklaşarak kendini nazikçe takdim ediyor. Oyunu bilmediğini (yalan tabi) ama seyrederek öğrenebilecek kadar zeki olduğunu ima ederek ortaya en pahalısından, torpilli bir nargile ısmarlıyor. “Abi, hep-yek geldi, di mi?”. Üzerinden 15 dakika geçmiyor, masadakiler Alp’e girişiyor. Yara bere içerisinde kalan Alp, kendini eve zor atıyor. Şimdi isteksizce aynaya bakmakta; “Her şeyi gene Hiç ettin be Alp!”. (lütfen “H”yi “P”ile yer değiştirin).

İbrahim Melih Gökçek @06melihgokcek
ŞU ANDA YAYINDAYIZ.:)
Bir an için Melih Gökçek’i Sincan’ın Çomak Deresindeki taş köprüde yayın tutarken hayal ediyorum. Yanında şakşakçıları ağam, paşam takılıyor. Hava buz gibi, oltalar çamurlu dereye salınmış, henüz tık yok. Arkada mangallar tütüyor, balık olmaması ihtimaline karşı löp gibi somonlar önceden terbiyelenmiş, yan yana dizilmişler. Özel şoförü Hüso baş kebapçı rolü üstlenmiş, işine karışan diğer şoförleri elinin tersiyle kışlıyor. Gökçek’in canı bir sıkkın pir sıkkın, benzer hiçliklere dalıyor; “Bu Çomak Deresini önce ıslah etsek de içine kolum kadar yayınları salsak da, vatandaş nasiplense, ha? Fena mı olur? Hava ne soğuk be kardeşim! Yetmedi, bir süre sonra balık tutma ruhsatı çıkarsak da kişi başı yılda 60-80TL çaksak da, eşe dosta iş çıkar, ha?”. Sonra oltasında hissettiği (aslında öyle sandığı) balığın dürtmesiyle tam bu hiçliğinden kopacakken berisinden gelen sesi işitiyor; “Başganım, RiTE’nin özel kalemi hatta, onlar da yayındaymış, gelsin diyor”.

lubunik @lubunik
Öfffff…. Aklıbaşında olmak istemiyorum. Haystir öte bayıl ya.
Lubunik? Herhalde bu lubunya’dan türetilmiş bir kelime olmalı. Minik lubunya gibi bir şey. Aklıma hemen bamya geliyor, ne kadar da çok severim, etlisini, zeytinyağlısını. Lubunik de öyle düşünmüş olacak ki kırmızı önlüğünü takmış, şıkır şıkırdım mutfakta bamya ayıklıyor. Çünkü akşama misafiri var ve çünkü o bol acılı ve ekşili, tavuklu bamya yemeğine bayılıyor. Kıbrıs’ta tavuklu bamya yemeği yaparlar, arkadaşından öğrenmişti. Kıbrıs’ta ayrıca tavuğa “bulli” derler ama bunun konumuzla alakası yok… Neyse efendim, Lubunik bamyanın arka kısmını ayıklarken cep telefonuna bir mesaj geldiğini duyuyor, “Canım benim, bu akşam gelemeyeceğim, hanım bizim durumu çakmış olabilir, bir süre haberleşmeyelim”. Lubunik pert, bamya sakin, randevu iptal, içindeki ses ona totosuyla gülerek tüm bamyaları çöpe atmasını söylüyor.

Barbaros Şansal @barbarossansal
Açıkgri parlak kumaş takımelbisenin altına çocukkakası rengi deriaykkabı giyen erkeklerin %92sinin pedofilik olduğunun anlaşılması korkunç!
Bu söylem, bende adeta Barbaros’un karanlık ruhunun twitter’a yansıması gibi bir durum çağrıştırıyor. Özetle, birbiri içine geçmiş iki farklı kişilik düşünün. İlkinde Barbaros, hipnoz altında derin bir uyku halinde, ikincisinde ise bu uykusunda garip bir rüya görüyor. Göz kapaklarına dikkat; korkuyla dans ediyorlar... Tabi rüyasında çocukluğuna dönüyor, evden bir hafta çıkmama cezası almış. Pencereden baktığında yukarıda bahsettiği gibi giyinmiş bir adamın parkta oynayan diğer çocuklara elle sarkıntılık yaptığını görüyor. Barbaros, aslında kendi hiçliğinde bu adamı tanıyor ama bir türlü ona ulaşamıyor. Hemen geriye sardığımızda ise önce rüyasından korkuyla uyanıyor sonra da hemen birincil hipnozundan çıkıyor. Peşi sıra manasız bir takım istatistikler üreterek bu saçma twit’i sallama ihtiyacı duyuyor. Eğer bizler, bahsi geçen adamı gerçekten tanıyor olsaydık Barbaros’un hiçliğine de yaklaşmış olacaktık.

Bagimli-Kitap @BagimliKitap
yan komşum gözlük dükkanı Obama şerefine yemek ısmarladı, yarın sıra bende :-)
Bu kişi şahsen kendim olduğu için en baştan beri sıkı takipçisiyim. Düşünüyorum da aslında ruh hali öyle çok da karmaşık değil. Özetle; aslında yemek ısmarlamak istemiyor. Zaten ertesi gün olunca oralı bile olmayacak… Diğer yandan okuyanların onun hem Obama’yı tuttuğunu hem de bonkör olduğunu sanmalarını istiyor. Obama kısmı doğru da diğeri sanırım biraz atmasyon olmuş. Bir de kendisi sanki biraz yüzsüz biri, sebebi ise twit’in sonuna koyduğu anlamsız “:-)” hareketi. Bu haliyle keşke bir aynaya baksaydı. Sırıtsa kendini kendine sevdiremiyor, somurtsa başkalarına. Yazıyor, düşünüyor, siliyor, düzeltiyor, baştan yazıyor, bir türlü olmuyor. Zor bir hiçlikte, her gün çırpınıyor.

ceylan demir @ceylandemir1
@ahmethc nasıl bir ruh haline sahipsin çözemedim gitti :) kafam çok karışık bu aralar, ikimizin de tatile ihtiyacı var:)
Ceylan teyze, 50’sine merdiven dayamış, şarabın da verdiği cesaretle kendini ucu Ahmet Hakan’a doğru uzanan kadınsı ve karmaşık triplerde buluyor... Ama tavrından belli, bugün kendisi açısından çok zor geçmiş, evden dışarı adım atamadığından planladığı hiçbir şeyi, her zaman olduğu gibi gene gerçekleştirememiş. Ceylan, o kadar yalnız ki sanki size bahsetmek istediğim bendeki hiçliğe en yakın kişi gibi duruyor. Ayrıca belki bu yazımı okur ve en azından sohbet edebileceğimizi anlayabilir düşüncesiyle benim de üşenmeden Ahmet Hakan’a şu twit’i atmama sebep oluyor. @BagimliKitap @ahmethc @ceylandemir1 Aaaaa kankişler, bensiz tatil planları falan, ne iş? Size hiç yakıştıramadım, hayatta olmaz, bensiz asla, mucuuuuks… Bu, öptüm demek, aloş.

Evet, sayın okur, hiçliklere kapılmış giden yazımı buraya kadar okuduysanız öncelikle sabırlısınız demektir. Teşekkürler. Sabırlı olmanız (merak etmeniz) ise aslında beraberinde beğendiğiniz anlamına gelir (gelebilir). Şimdi ise sizden beni karşınızda otururken hayal etmenizi istiyorum. Yüzümde hınzır bir J  ile sağ işaret parmağımla size yukarıyı gösteriyorum; “BEĞEN/LIKE”. Böylece hem motivasyonuma hem de meditasyonuma katkı sağlamış olacaksınız.

Sevgilerimle.
 
www.cancavusoglu.info

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder